Ben hep altın çocuk olmak istedim. Ama hayat izin vermedi, kredi kartı limiti başka şeylere harcandı. Sonra bir gün karşıma çıktı Versailles Gold. Dedim bu ne? Krallar, kraliçeler… sanki bir tarihi belgeselin içindeyim. Ama yok, bu bildiğin slot oyunuymuş. Öyle sıradan da değil hani. Saray işi. Sınıf atlatıyor resmen!
Oyunu açtım. Bir müzik… fon biraz aristokrat, hafiften drama var ama insanı gaza getiriyor. Bir bakmışım, semboller dönüyor. Altın taç, şövalye, kraliyet yüzüğü… İşte o an anladım. Bu oyun, sıradan bir günün ortasında sana Versailles Sarayı’nın altın kapılarını aralıyor.
Versailles Gold’un en sevdiğim yanı: görkemli duruyor ama naz yapmıyor. Bazı slotlar var, bir şey alabilmek için 40 takla atıyorsun. Burada öyle değil. Üç kitap sembolü göründü mü… ohh bonus gelsin!
Ama kitap sembolü dediysem öyle kıytırık kitaplar değil. Bildiğin kraliyet arşivinden fırlamış gibi. Açılıyor, sembol seçtiriyor sana. Ne seçeceğim şimdi, prenses mi kral mı diyorsun. O an kalbin pıt pıt atıyor. Çünkü orada seçtiğin şey, kaderini belirliyor. Bazen 10 gelir üzülürsün, bazen şövalye düşer… ekran bir döner, her yer altın!
Oyunda strateji de var. Yani sadece dön, izle değil. Hangi sembol ne kazandırır, nasıl dizilir, nerde çarpan alırsın… bunları çözdün mü, tadından yenmiyor. Ama yine de şansa da güvenmek lazım. Neticede kraliyet dediğin biraz da kader işi.
Şimdi bir yere not: Bu oyunu Slotter’da oynamak başka bir his. Evet, başka sitelerde de var belki ama Slotter bu oyunu bildiğin el üstünde tutuyor. Akıyor kardeşim. Hiç donma, takılma, saçma sapan hata vermiyor. Açıyorsun, sarayın kapıları pıt diye açılıyor.
Gece uykun mu kaçtı? Slotter’a gir, Versailles Gold’u aç, kendini kraliyet davetinde hisset. Sabah olmuş, sen hâlâ dönüyorsun. Ama ne yalan söyleyeyim… kazanıyorsun da. Çünkü sistem stabil, oyun hızlı. Arada gelen çarpanlar var ya… seni şimdiki zamandan alıyor, 18. yüzyıla ışınlıyor. O da bonusun sihri.
Bazen düşündüğüm oluyor. İnsan neden slot oynar? Sırf para kazanmak mı? Bence hayır. Biraz da o hayalin peşinde koşmak için. Versailles Gold bunu çok iyi veriyor. Hayatın ortasında sana diyor ki, “Gel biraz kral ol.”
O oyunun içinde kaybolmak, kendini farklı bir evrende bulmak, bu dönemin sıradanlığından kaçmak… işte bu yüzden seviyorum Versailles Gold’u. Ve Slotter sayesinde her an ulaşılabilir olması… lüks değil artık. Hakkımız!
Ben bu oyunu ilk açtığımda bir duraksadım. Adı zaten gizemli... “Book of Fallen” deyince bir…
Bak kardeşim, hayat zaten başlı başına bir kumar değil mi? Bi’ yanda işler, bi’ yanda…
Gece 3. Midemden değil ama gönlümden bir şeyler çekiştiriyor. Hani bir boşluk olur ya, karnın…
Bazen insan sıkılıyor. Hani öyle bomboş değil de... bir şey olsun istiyorsun. İçten içe diyorsun…
Yani dostum, "Mustang Gold" adını duyunca aklına ne geliyor? Kovboylar, atlar, tozlu yollar, serin rüzgar...…
Bazen bir tren gelir, hayatını değiştirir derler ya... İşte Money Train 2 de tam olarak…