Bak kardeşim, hayat zaten başlı başına bir kumar değil mi? Bi’ yanda işler, bi’ yanda insanlar… Ama bazen ekran başında, Buffalo King açılır ve bir an için her şey susar. Sadece o yırtıcı bakışıyla bakan bizon kalır ekranda. Ben o anı yaşadım. Hatta hâlâ yaşıyorum diyebilirim. Buffalo King sadece bir slot değil, bu bildiğin hayat koşturmacasından bir kaçış rotası.
Öyle kafanı koyup “Bir döndürüp çıkayım” demelik değil ha… Bu oyun adamı içine çeker. Girdin mi, çıkamıyorsun. Ama kötü anlamda değil. Tam aksine, “Hadi bir el daha, bu sefer gelecek” diyorsun. İçindeki o hisle.
Grafikler var ya… Hani bazı oyunlar var, dönüyor ama ne döndüğü belli değil. Burada öyle değil. Her sembol özenle çizilmiş, o arka plan desen… Ay ışığı altında dağların eteğinde gibi hissediyorsun kendini. Tüylerin diken diken. Kurt çıkıyor, kartal geçiyor, derken bam! Buffalo.
Ah o buffalo… Görmesen de özlüyorsun. 3 tane dizildiğinde, bir an duruyorsun. Nefesini tutup “Ne olacak şimdi?” diyorsun. Sonra ekran kararıyor, müzik coşuyor, işte orası oyunun kalbi.
Free Spin kısmına geldiğinde, orası başka bir evren. Orada işler değişiyor. Çarpanlar var, seri yakalarsan efsane rakamlar dönüyor. Bir kere başıma geldi… ne kazandım, anlatmayayım şimdi… nazar falan olur.
Ben bu oyunu Slotter ’da oynadım. Ve açık konuşayım, başka yerde bu kadar keyif almadım. Sistem yağ gibi, takılma yok, para yatır çek derdi yok. Dönüyor da dönüyor. Slotter seni uğraştırmıyor, zaten senin derdin ekranla, sistemle değil.
Hatta şöyle oldu: Gece 1 gibi canım sıkıldı. Dedim “Bir Buffalo King açayım.” Döndür döndür derken bir baktım… sabah olmuş. Ama ne sabah. Cebimde kazanç, kafamda huzur. Uyumadan önce kendime teşekkür ettim. “İyi ki açtım şu oyunu” dedim.
Slotter bu noktada sadece bir platform değil, bir yoldaş. Ne zaman canım sıkılsa, orada. Buffalo King gibi oyunları da güzel sunuyor. Göz yormayan arayüz, stabil sistem… Daha ne olsun?
Biliyorum, slot oyunları deyince hemen “şans işi” diyorlar. Evet, öyle. Ama Buffalo King başka bir şey. Orada biraz taktik de var. Hangi sembol ne getirir, ne zaman döner, nerde çarpan yakalanır… zamanla öğreniyorsun. Sonra o oyun seni tanıyor sanki. Göz göze geliyorsunuz ekranla.
Bazen düşünmeden edemiyorum… Belki de Buffalo King, aslında kaybettiğimiz sabrı hatırlatıyor bize. O yavaş yavaş gelen semboller, bekleyişin kıymetini öğretiyor. Ve bazen en güzel şeyler, en beklenmedik anda çıkıyor karşına.
Ben bu oyunu ilk açtığımda bir duraksadım. Adı zaten gizemli... “Book of Fallen” deyince bir…
Gece 3. Midemden değil ama gönlümden bir şeyler çekiştiriyor. Hani bir boşluk olur ya, karnın…
Bazen insan sıkılıyor. Hani öyle bomboş değil de... bir şey olsun istiyorsun. İçten içe diyorsun…
Ben hep altın çocuk olmak istedim. Ama hayat izin vermedi, kredi kartı limiti başka şeylere…
Yani dostum, "Mustang Gold" adını duyunca aklına ne geliyor? Kovboylar, atlar, tozlu yollar, serin rüzgar...…
Bazen bir tren gelir, hayatını değiştirir derler ya... İşte Money Train 2 de tam olarak…